TARIM TOPRAKLARINDA TUZLULUK;ZARARLARI VE MÜCADELESİ
TARIM TOPRAKLARINDA TUZLULUK;
ZARARLARI VE MÜCADELESİ
Toprak; yeryüzünün bir kısmını kaplayan,bitkilerin beslenmesi için doğal bir ortam sağlıyan ,iklim ,canlılar ve topoğrafik koşulların ana materyal üzerine etkileri sonucu meydana gelen doğal bir varlıktır.Bu ay sizlere topraklarımız için önemli bir sorun olan tuzluluktan bahsedeceğim.Tuzluluk dünya topraklarının önemli sorunlarından biridir.Dünyada her yıl 10 milyon ha arazinin tuzluluk etkisiyle elden çıkması sorunun boyutunu daha iyi gözler önüne sermektedir(Kwiatowski-1998).Dünyada ve yurdumuzda tarım arazilerinin sınırlı olduğu ve besin ihtiyacının katlanarak arttığı dikkate alınırsa en azından mevcut arazilerin daha verimli kullanılması gerektiği ortaya çıkar.Bu nedenle tuzlu toprakların ıslahı ve ekonomik bir şekilde değerlendirilmesi çok önemlidir.Tuzluluk;özellikle kurak ve yarı-kurak iklim bölgelerinde yıkanarak yer altı sularına karışan çözünebilir tuzların yüksek taban suyuyla birlikte kapilarite yoluyla toprak yüzeyine çıkması ve buharlaşma sonucu suyun uçması ile toprak yüzeyinde birikmesi olayıdır.Tuzlu toprakların ıslahı sodik toprakların ıslahından daha kolaydır.
Tuzlu topraklar; bir çok bitkilerin gelişmesine engel olacak miktarda tuz ihtiva eden,fakat toprağın özelliğini değiştirecek ölçüde Na ihtiva etmeyen topraklardır.Bir başka deyişle,saturasyon ekstraktının elektriki iletkenliği (EC) 4 mmhos/ cm.(25 C) den fazla olan ve değişebilir Na (DSY) yüzdesi 15 den az olan topraklara tuzlu toprak denir.
TUZLU TOPRAKLARDAKİ ANYON VE KATYONLAR
Topraklarda mevcut çözünebilir tuzlar genellikle sodyum,kalsiyum ve mağnezyum katyonları ile klor ve sülfat anyonlarından oluşur.Potasyum katyonu ile karbonat ve nitrat da topraklarda az miktarda bulunabilir.Topraklardaki bütün tuzların kaynağı,yer kabuğunun yüzeyinde ki kayalarda bulunan primer minerallerdir.Yerkabuğunda ortalama
Olarak % 0,05 klor ve % 0,06 sülfat olup Na ,Ca ,Mğ un miktarları da % 2-3 arasında değişir.Kayalar ve minerallerin hidroliz,hidrasyon,çözünme,oksidasyon ve karbonatlaşma
gibi kimyasal olaylarla parçalanması neticesinde,yukarda sözü edilen tuzlar açığa çıkar ve toprak içerisindeki çözünebilir tuzları oluşturur.Hemen hemen bütün çözünebilir tuzlar primer minerallerin ayrışma ve parçalanmasından ortaya çıkarlar.Tuzlu topraklar genellikle,tuzların başka yerlerden taşınıp biriktirilmesi ile oluşur.Tuzların taşınmasındaki esas rolü su oynar.Sulamada kullanılan sular da, toprak için bir tuz kaynağıdır.Sulama suyunun bilgisizce ve fazla miktarda uygulanması sonucu ,taban suyu seviyesi yükselir.
Toprakta bulunan tuzlar Na,Mğ, Ca , K gibi
Katyonlar ile Cl,SO4, HCO3 ,CO3 ,NO3 gibi anyonlardır.Biyolojik orijinli olan NO3 dışındaki bütün tuzlar genelde katı yer kabuğunun atmosferle temas halinde ki primer
mineralleridir.Bu minerallerden ve verilen gübrelerden ayrılan tuzlar , buharlaşmanın yüksek (özel.le jeotermal seralarda),buna karşın yağışın olmadığı yerlerde sulama sularının hareketinin de alttan üstte doğru olması nedeniyle,kısa zamanda tuzlulaşmaya neden olurlar.Ancak sera topraklarında hızlı tuzlanmanın başka nedenleri de vardır.Örneğin sürekli monokültür yapılan seralarda bitkilerin kullanmadıkları besin maddelerinin birikimleri ile iyi sulama suyu niteliği taşımayan sularla sulama yapılması nedeniyle sera topraklarının tuzlandığı bilinmektedir.Cl- iyonu bitkiler tarafından kolayca alınır.Alınan iyonun çoğu yapraklarda birikerek “Yaprak yanmasına” neden olur.Burada Cl- iyonunun toksik etkisinin SO4- iyonunun 2 katı olduğu söylenebilir.Toprak bünyesi ağırlaştıkça Cl- iyonunun birikimi artar.
Sulama suyunda fazla miktarda Na+ iyonu bulunuyorsa toprağa uygulandığında toprağa sızması güç olur ve toprak yüzünde gölcükler oluşur.Toprak kuruduğunda yüzeyde çatlamalar olur,sürüldüğünde çok sert keseklenmeler ortaya çıkar.
Yine fazla Potasyum (KNO3 ve K2SO4 ) toprakta tuzlulanmayı artırır.Bitkilerde kök
Gelişmesi tuzlu ortamda adeta durur.Tuzluluk bilindiği gibi meyvelerdeki siyah lekelenmelere neden olur.Zayıf vejetatif gelişim,dökülen, yavaş büyüyen, küçük kalan meyvelerin oluşumuna neden olur.
TUZA ORTA DAYANIKLI BİTKİLER:
Bu bitkilerde aynı tepkileri gösterir.Ancak bunların diğerlerinden önemli farklılığı,hücrelerinde tuz biriktirebilmeleri nedeniyle tuzluluğun belirli bir sınırı aşmaması koşulu ile tuzlu ortamlarda daha iyi gelişme göstermeleridir.Toprakta fazla bulunan Ca+, K ‘ın alınmasını güçleştirir.Buna karşın yüksek Mğ+ ve ya Na ,bazı ürünlerde Ca ve K yetersizliği yaratmaktadır.Fazla miktarda
HCO3 , Fe eksikliğine neden olur.Yapraklarda biriken Klorit (Cl) konsantrasyonu,bitkinin direnç
Sınırını geçerse yapraklarda yanma ve ya dokuların kuruması gibi zararları görülür. Klor zehirlenmesi önce yaprak uçlarında görülür,arttıkça kurumalar yaprak ucundan kenarlara doğru gelişir.
SULAMA SULARI
Eğer, sulama suları yüksek düzeyde tuz içeriyorsa,toprakta önce kireç çökelir.Bunu MğCO3 ‘ ın daha sonra CaSO4 ‘ün çökelmesi izler.Böylece ortam Na ‘ca zenginleşir.Bu durum gelecekte tuzlanma tehlikesinin olabileceğine işaret sayılabilir.Sulamanın uygulandığı topraklar genellikle düz ve taban arazilerdir.Bazen bu toprakların drenaj durumları ,sulu tarımın ihtiyacını karşılayacak nitelikte değildir.Sulama yapılması halinde,sulama suyu ile birlikte toprağa bir miktar tuz ilave edilir.Toprağa ilave edilen tuz sulama suyunun kalitesi ile ilgilidir.Taban suyu toprak yüzeyine 150—180 cm. yaklaştığı zaman, gerek bitki kökleri ve gerekse kapilarite ile tuzlar toprak yüzeyine taşınır ve toprağın tuzlulaşmasına sebep olurlarlar.Suyun ihtiva ettiği tuz miktarı,toprağın tuz kapsamına ve suyun temas ettiği jeolojik materyale bağlıdır.Sulama suları
genellikle bir miktar HCO3- iyonu ihtiva ederler.Toprak çözeltisinde ve sulama suyunda, mevcut Ca bu bikarbonat iyonları ile birleşerek CaCO3 meydana getirir.Aşağıdaki denklemden de görüldüğü gibi, CaCO3’ ün oluşumu,ortamdaki su miktarı ile ilgilidir.Buharlaşma ile topraktan
Ca+2 + 2HCO3- -----------à CaCO3 + H2O +CO2
Su kaybı arttığı zaman,CaCO3 oluşumu da artar ve ortamdaki Ca ve Mğ karbonatlar şeklinde çökelerek uzaklaşır.
TUZ-SU İLİŞKİSİ
Su ozmotik basıncın düşük olduğu yerlerden yüksek olduğu yerlere doğru akar.Bitki kök bölgesinde tuz konsantrasyonunun artmasıyla ozmotik basınç yükselir ve mutlak su içeriğinde
azalma olmamasına karşın ,bitkiye yararlı su yavaş yavaş azalır.Çevre ozmotik basıncı arttırıldığında + 2 değerli bitki besin maddesi iyonlarını + 1 değerlilere yeğlemişlerdir.Bu nedenle
Metabolik enerji kullanımı artacağından verimde düşmüştür.Tuzluluk; su stresi (susuzluk) doğurur,büyüme yavaşlar.Büyüme geriliği,yaprak zararlanması ve ölümü,açık bitki zararlanmaları gibi zararlar yapar.Sulu tarım alanında sulama suyunun taban suyuna karışmasıve dolayısıyle taban suyunun yükselmesi ve ya komşu yüksek alanlarda olan sızmalar nedeniyle yükselir.İşte bu sebeplerden dolayı taban suyunun yükselmesi tuzluluğu artırır.
Ortamdaki yüksek tuz konsantrasyonu bitkinin besin alımını artırır.Bu artış bitki köklerinin
Su potansiyelini düşürür;dolayısıyla bitkinin su alımı artar.Bu yüzden tuzdan etkilenmiş bitkilerde solma belirtisi görülmez.Donuk maviye çalan küçük yapraklı bodur bitki görünümü tipik bir görüntüdür(Aydemir-1992).Örneğin aşırı tuzlu seralarda yetişen domates bitkisinin mey-
veleri daha küçüktür,renk çok güzel olur,lezzeti de güzel olur.Fakat toplam tonaj düşük olur.
İLETİŞİM
Hizmetlerimiz hakkında detaylı bilgi almak için hemen iletişime geç.