TARIMSAL   FAALİYETLERDE   SICAKLIK  VE   ÖNEMİ

TARIMSAL   FAALİYETLERDE   SICAKLIK  VE   ÖNEMİ

TARIMSAL   FAALİYETLERDE   SICAKLIK  VE   ÖNEMİ

         Sıcaklık,ışık ve nem  gibi  üç  esaslı  faktörün  birleşmesi  iklimi  meydana  getirir.Bu  faktörlerin  değişik  şekillerde  birleşmesi  değişik  ekolojik  koşulları,ekolojik  iklimleri  meydana  getirir.Ancak  hemen  belirtelim ki iklimciler  diğer  faktörleride,örneğin  etkisi  az olan  rüzgarıda  kullanırlar.Doğada  zamanla  hepiniz  gezerken  mikroklima  olan  yerleri  görürsünüz.Küçük  gölge  vadilerin,bir  ırmağın,bir gölün  çevresi  istasyon  mikroklimasını  meydana  getirir.Kuzey  yamaçlar  güneye  bakan  yamaçlardan  farklıdır,bu  duruma  yön  mikrokliması  adı  verilir.

       Tropikal  bölgelerdeki  bitki  örtüsü  ile  kutup  bölgesindeki  bitki  örtüleri  farklıdır.Her  insan  bunu  fark etmiştir.Tropikal  bölgenin  dışındaki  bitkiler  kışı  istirahatla  geçirir,yazın  ise büyür  ve  üreme  yapar.Biyolojik  faaliyet  0 C  ile  50  C  arasındadır.

       Yeryüzü  ve  atmosferdeki  sıcaklığın  ana  kaynağı  güneş  ışınlarıdır.Güneş  etrafında  5700 C ye  ulaşan  Fotosfer  adı  altında  bir  çekirdek  vardır.Güneş  olmasaydı  yeryüzünün  sıcaklığı   -273 C  olurdu.Ortalama  olarak  güneş  ışınlarının   toprağa  ancak   % 43 ‘ ü  ulaşır.Çünkü  % 9  düffüzyonla, % 15  absorbsiyonla ,% 33 bulutlar  tarafından  yansıma  ile  kaybolur.Karasal  atmosfer  yüzeyine bir  dakikada  1  cm2 ‘ ye 2000 küçük  kalori ulaşır ki bunun  toprak  tarafından  ortalama  800’ü alınır.Güneşin  yayınma  gücü,10x10 15  ton  karbon’un  yanmasından  elde  edilen enerjiye  eşittir.Fakat  dünyaya bunun  yüz milyonda biri  ulaşır.Dünya  atmosferinin  üstü  1  dakikada  1936  kalori  alır,buna  değişmez  güneş  denir.Işık  gibi  radyant  enerjide  doğru  bir  hat  boyunca  ve  saniyede  ortalama  300.000  km  hızla  yayılır.Buna  göre  güneş  ışınları  dünyaya  9  1/3   dakikada ulaşır.

  Genellikle  mutedil  bölgelerde  bitkiler  için  uygun  ortalama  sıcaklık  7  C’ dir.Ancak  bu  sıcaklıktan  sonra  bitkiler normal  fizyolojik  faaliyetlerini  sürdürebilirler.Düşük  sıcaklıklar  karşısında  çeşitli  bitki  türlerinin  gösterdikleri  duyarlılık  birbirinden  farklıdır.Bir kısım bitki türlerinin  hayati  faaliyetlerini  sınırlayan  özel  minimum  sıcaklık  vardır.Buna  özel  sıfır  noktası  denir.Sıcaklık  bunun  altına  düşünce bitkinin  hayati  faaliyetleri  yavaşlar veya  durur.Bitkilerin  düşük  sıcaklıklardan  zarar  görmesi bünyelerindeki  suyun  donmasından  veya  çok  azalmasından ileri  gelir.Tüm  hayati  faaliyetler  0 C de donma  noktasında  durmaz.Örneğin  bazı  yüksek  yapılı  bitkiler (çam,köknar)  solunum ve  fotosentez  gibi  fizyolojik  faaliyetlerini  düşük  sıcaklıklarda da  devam  ettirebilirler.Bazı  bakteri ve  mantarlar  - 9 C  den daha  düşük  sıcaklıklarda  gelişebilirler.Buna  karşılık  bazı  çöl  bitkileri oldukça yüksek  sıcaklıklarda  yaşayabilirler.Ama  genellikle  0  C’ nin  altında  ve  50  C’ nin  üzerinde biyolojik  faaliyet  nispeten  azalır.Bitkilerin  coğrafi  dağılışına  gece ve  gündüz  ile  yıl  içindeki  sıcaklığın  değişikliği  etki  eder.Dünya  üzerindeki  bitki  dağılımında  bu  durumu  kolaylıkla  gözlemlemek  mümkündür.

SICAKLIK  VE  BİTKİ

   Bitki  çeşitliliği  ile  sıcaklık  arasında  sıkı  bir  ilişki  bulunmaktadır.Sebzeler  gelişmeleri  sırasında,sıcaklığın  belirli  oranlarda  olmasını  ister.Bu  sıcaklık  isteği  tür ve  çeşitlere  göre  değiştiği  gibi, bir  çeşitin  belirli  gelişme  zamanlarında da  farklılık  gösterir.Sebze  yetiştirilmesi  bakımından,köklerin  topraktan  suyu  ve  dolayısıyla  suda  erimiş  halde  bulunan  besin  maddelerini  bünyelerine  alması,besin  maddelerini  bu su  aracılığı  ile  herhangi  bir  organına  iletmesi,transpirasyon  sırasında  suyun  dışarı  atılması  ve  fizyolojik  olayların cereyanı  belirli  bir  sıcaklığın  olması  ile  mümkündür.Çünkü  suyun  0 C ‘ den  itibaren  donduğu  ve  60  C den  sonra  buharlaştığı  göz önünde  tutulursa  sebzelerin  yapısında  meydana  gelecek  yukarki  fizyolojik  olaylar  için  hiç  olmazsa  0-60 C  arasında  bir  sıcaklığa  gerek  duyulduğu  kolayca  anlaşılır.Bununla  beraber  bu  sınır  birçok  yazarlarca  0-40 C  arasında  kabul  edilmektedir.Sebzeler   gelişmelerini  belirli  sıcaklık sınırları  arasında  tamamlar.En düşük  sıcaklık  sınırına  minimum,en yüksek  sıcaklık  sınırına  maximum,ikisinin  arsındaki  sıcaklık  sınırına  optimum  denir.

     Kotowski,1926  yılında  yapmış  olduğu  tohum  çimlendirme  denemelerinde Hıyar  tohumlarının  11 C’ den itibaren  çimlenmeye  başladığını, 18 C de  % 68  çimlendiğini,en yüksek  artışın  25-30 C arasında   olduğunu  ve  35  C den  sonra  çimlenmenin  azaldığını  saptamıştır.Bu  istek  sebze  çeşitlerine  göre  değişmektedir.Örneğin  salata,turp  ve  ıspanakta  4-20 C, domates,patlıcan,biber,kavun ve  karpuz da 11-35 C ,diğer  çeşitlerde 8-25 C dir.Genel  olarak  yazlık  sebzelerde  sıcaklığın  0 C’ ye  düşmesi  ve  devam  etmesi  halinde  donma  başlar.Kışlık  sebzeler  düşük  sıcaklığa  daha  dayanaklıdır.Çoğu  zaman  sıcaklığın  sıfır  altında -2  ve -3  C ‘ye  düşmesi  bile  zararlı  etki  yapmaz.Hatta  lahana  -10 C de 2, bazen 4-5 gün  soğuğa  dayanır.fakat  soğuğun  devam  etmesi  halinde  bunlarda da donma  başlar.Sıcaklığın  maximum  sınıra  yaklaşması ve  geçmesi  birçok  sebze  çeşitlerinde  hastalıkları  ortaya  çıkartır.Yüksek  hava  nemi  ile  beraber  bakteriyel  hastalıklar,solgunluk,güneş  çarpması  ve  güneş  yanıklıklarını  görmek  her zaman  mümkündür.Ayrıca  birçok  sebzenin  çiçek oluşumu  durur (biber ve domates gibi);bitkiler  sadece  vegetatif  olarak  büyür.Çiçekler  oluşsa bile  döllenme  olmaz,çiçek  dökülmesi  yaşanabilir.

DÜŞÜK  SICAKLIKLAR  VE  BİTKİ  ÜZERİNDEKİ  ETKİLERİ

   Bitkiler için  ekstrem  değerler  çok  önemlidir.Çünkü  bitki  hayatını  en  düşük ve  en  yüksek  sıcaklıklar  arasında  devam  ettirmeğe  çalışır.Çok  düşük  sıcaklıklar  bitkiler için  zaralıdır.Bitkilerin  düşük  sıcaklık  derecelerine  gösterdikleri  duyarlık  farklıdır.1.gruba  giren  bitkiler Tropik  bitkilerdir.Bu bitkiler  için  4  ila  5 C  oldukça  zararlı  olabilir.Bu grubtaki  bitkilere sardunya,telgraf çiçeği,domates,tütün,fasulye  dahil  edilebilir.2.gruba  giren  bitkiler  üşütmeden  etkilenmez.Fakat  0  C’ nin altında  buz  tutmasından  etkilenirler.Değişik  kısımlarında  bol su  bulunan ve  osmotik  basıncı  düşük olan  bitkiler  bu  gruba  dahildir.Kavun,karpuz,kabak,yıldız  çiçeği gibi.3. gruba  giren  bitkiler 0 C’ nin  altında  hiçbir  zarar görmeden  uzun  zaman  dayanabilirler.Dona  karşı  dirençleri  fazladır.Örneğin  Sibirya’ da  herdem yeşil  olan  ağaçlar -70 C’ ye kadar  dayanırlar.

    DON  KURAKLIĞI

    Düşük  sıcaklık  derecesinin  doğrudan doğruya değilde  indirekt yani  dolayısıyla  yaptığı  önemli bir  etkidir.Bu da  bitkinin transpirasyonla su kaybetmesi,fakat bun  telafi  etmek için tekrar su  alamaması ve  sonuçta toprağın  üstündeki  bitki aksamlarının  osmotik  basıncının çok  yükselmesidir.Bunu bir örnekle  açıklayalım.Çam  ibreleri  kışın bile az da olsa traspirasyon yapar.Topraktaki ve  ağacın  gövdesindeki su  donduğundan  bitki  transpirasyonla  kaybettiği  suyu  alamayınca  dondan  dolayı  bir  kuraklık  meydana  gelir.Bu nedenle  birçok  ağaçlar bu durumu  önlemek için  yapraklarını  dökerler.

SICAKLIK VE  FOTOSENTEZ

Fotosentezin karanlık evresi enzimlerin katalizörlüğünde gerçekleşir. Bundan dolayı sıcaklık faktörü özellikle karbon tutma reaksiyonlarından dolayı fotosentez hızını etkiler.
Optimum sıcaklık derecesinde fotosentez hızı maksimum değerde olur.
Ilıman bölgelerdeki bitkilerde 10 – 35°C arası sıcaklıklarda fotosentez gerçekleşir. Çoğu bitki 35 – 40°C arası sıcaklıklarda fotosentez yapabilirken belirli bir dereceden sonra enzimlerin yapısı bozulacağı için fotosentez yavaşlar ve durur.

'Belli bir seviyeye kadar' sıcaklık ve rüzgarın artışı stomanın açılmasına, terlemenin artmasına sebep olur. Ancak; sıcaklık ve rüzgarın aşırı artışı stomanın kapanmasına neden olur.

Havanın nemi fazla ise; terleme hızlanır, stomalar açılmaya yatkındır. Kuru, nemi az havalarda ise stoma sonuna kadar kapalıdır, terleme çok fazladır. Öyle ki; havanın çok nemli olduğu, neme doyduğu yerlerde stoma açılamaz, terleme mümkün olmaz. Bu durumlarda hidatotlar devreye girerek damlama(gutasyon) ile fazla suyu atarlar.

TARIMSAL   FAALİYETLERDE   SICAKLIK  VE   ÖNEMİ

İLETİŞİM

Hizmetlerimiz hakkında detaylı bilgi almak için hemen iletişime geç.